Oyuncak dağlarının arasında kaybolmuş bir çocuk düşünün… Seçmekte zorlanıyor, birinden sıkılıp diğerine geçiyor ve sonunda hiçbiriyle derin bir bağ kuramıyor. Fazlalık, her yaşta zihni yorar. Bu durum çocuklar için de geçerli. İşte bu nedenle, sade yaşam felsefesi çocuk yetiştirirken bize yol gösterici olabilir.
Bu yazıda; oyuncak sayısını azaltmanın faydalarından, çocuklara seçim yapmayı öğretmenin yollarına kadar birçok başlıkta sade yaşamı nasıl çocuklara anlatabileceğinizi paylaşıyoruz. Üstelik Montessori yaklaşımından da ilham alarak!
Az sayıda ve anlamlı oyuncak, çocuğun:
Montessori felsefesine göre, çocukların çevresi sade ve düzenli olmalı ki kendi iç motivasyonlarıyla öğrenebilsinler. Karışık bir ortam yerine, az ama nitelikli oyuncakla donatılmış bir alan daha çok öğrenme fırsatı sunar.
Çocuğunuz en çok hangi oyuncaklarla uzun süre ilgileniyor? Hangi oyuncaklar rafta tozlanıyor? Listeleyin.
Çocuğunuzu sürece dahil edin. “Hangi oyuncakları başka çocuklara hediye edebiliriz?” sorusu sorarak paylaşma kültürünü geliştirebilirsiniz.
Tüm oyuncakları aynı anda sunmak yerine, haftalık veya aylık olarak sınırlı sayıda oyuncağı görünür alanda bulundurun. Diğerlerini kaldırın ve dönüşümlü olarak sunun.
Biz de çocuklar için sade yaşamı önemsiyoruz. El yapımı kumaş bebeklerimiz, sade tasarımı ve doğal materyalleriyle çocukların hayal gücünü serbest bırakırken uzun ömürlü ve anlamlı bir arkadaş olmaya aday.
Minimal tasarımlar, çocuklara kalabalık değil sadelik içinde oyun oynama, kendi dünyasını kurma özgürlüğü sunar.
Oyuncak azaltmak demek, çocuğunuzun hayatını sadeleştirirken onun öğrenme biçimini desteklemek demektir. Fazlalıklar gittiğinde, yerlerini odaklanma, yaratıcılık ve huzur alır.
Az parçayla daha çok oynamak mümkün. Tıpkı sade yaşam gibi… 🌿